Yanılmaktan Bıkmayanlar Kulübü (YBK)
01 Aralık 2019 - Z Raporu
Bunlar üç alanda ‘sallayıp sallayıp ipe diziyorlar’… Sonra bir gün ip mutlaka ki kopuyor. O zaman bu grup hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam ediyor ve öngörülerinin gerçekleşmemiş olmasının nedenlerinin kendi eksikliklerinde değil, dış etkenlerde olduğunu iddia edip yeni ‘sallayacakları’ alanlara doğru yelken açıyorlar.
Peki, YBK üyeleri hangi üç alanda sürdürüyorlar sallamalarını? Şu üç alanda, efendim: 1. Spor, 2. Dış politika ve uluslararası ilişkiler ve nihayet en sevdikleri 3. Ülkenin finans ve ekonomi yönetimi…
Bu kulübün üyeleri kendi aralarında üçe ayrılıyorlar.
1. Beyinlerindeki kıvrım sayısının azlığından mı, yoksa eblehliklerinin temelinde yatan cahillikten mi bilinmez, sosyoekonomik segmentasyona (A, B, C1-C2, D) alternatif olarak geliştirilmiş olan, yaşam stiline dayalı Hedef Kitle Analizinde ‘taklitçiler’ ve/veya ‘takipçiler’ olarak anılan grubun asil üyeleri (bir de bunların yedekleri var)…
2. Omurilikten belli bir siyasi görüşün, bir takımın ya da bir akımın tasallutu altında düşünebilen, bu nedenle özgün ve bağımsız fikir geliştiremeyen; özeleştiri yapmayı ve hatayı kabullenmeyi bireysel zaaf olarak yaşayan, bu nedenle kendilerini hiçbir zaman geliştiremeyen kişiliklerden oluşan grup...
3. Rahmetli Ömer Lütfü Mete’nin değişiyle “zihni vaftizlenmiş”, kendini Alman’dan çok Alman, İngiliz’den çok İngiliz, ABD’liden çok ABD’li gibi gören, Batı’nın Türkiye’ye ve Türklere karşı geliştirdiği ‘oryantalist’ bakışı kendisine yakıştırmış, Türkiye’nin çıkarlarına ters her türlü Batılı tezi savunabilen, bu nedenle de istemeyerek ya da bilerek onların çıkarlarını da gözeten ruhen ve zihnen ‘ecnebilezmiş’ gayri millî aydın türü…
YBK üyelerine arada bir bakın. Bu gruplardan en az birine mensup olduklarını göreceksiniz…
Bunların yanılmaları bitmiyor işin tuhaf tarafı…
Dolar tahminleri, cari açık tahminleri, büyüme tahminleri, faiz tahminleri, IMF ile ilgili beklentileri, Türkiye’nin Güney sınırımızın ötesindeki operasyonlarda başarısız olacağına ilişkin tahminleri, ABD yaptırımları konusundaki tahminleri, Rusya’nın tutumuna ilişin tahminleri, İhracat tahminleri, hangi takımın şampiyon olacağına ilişkin tahminleri (geçen yıl Başakşehir şampiyon olacak demişlerdi mesela),
Bunların bir de yapısal özellikleri var. O da Türkiye’yle ilgili her olumsuz gelişmeye, kendilerine hedef olarak koydukları “AK Parti ve Erdoğan gitsin de ne bahasına olursa olsun gitsin” düşüncesiyle alkış tutmaları... Alkış tutmasalar dahi en azından bıyık altından gülümsemeleri ya da timsah gibi avını yerken zevkten döktüğü gözyaşlarını tutamamaları...
Batılı kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye’nin ya da Türkiye’deki bankaların notunu mu düşürdü; OECD Türkiye’yle ilgili büyüme tahminlerini aşağıya doğru revize mi etti; FED veya Avrupa Merkez Bankası resesyon çığırtkanlığı mı yaptı; Batılı dergiler abuk subuk ifadelerle Erdoğan’ı kapaklarına taşıyıp Türkiye’de mal ve can güvenliğinin olmadığını mı savunuyorlar (aynı koroya Kılıçdaroğlu da katılıyor)? Bizim YBK üyeleri hemen sosyal medyaya ya da WhatsApp gruplarına bu haberleri yağdırıyorlar...
Peki ya tersi söz konusu olduğunda? OECD büyüme tahminini yukarı doğru revize ettiğinde, dolar stabilize olduğunda, Borsa rekor kırdığında, kredi derecelendirme kuruluşları notları yukarı doğru artırdığında? YBK üyelerinden çıt çıkmıyor...
Türkiye’de siyaseti, sporu ve sanatı okumak için bence şu YBK meselesini okumak yeterli olabilir...
Peki, YBK üyeleri hangi üç alanda sürdürüyorlar sallamalarını? Şu üç alanda, efendim: 1. Spor, 2. Dış politika ve uluslararası ilişkiler ve nihayet en sevdikleri 3. Ülkenin finans ve ekonomi yönetimi…
Bu kulübün üyeleri kendi aralarında üçe ayrılıyorlar.
1. Beyinlerindeki kıvrım sayısının azlığından mı, yoksa eblehliklerinin temelinde yatan cahillikten mi bilinmez, sosyoekonomik segmentasyona (A, B, C1-C2, D) alternatif olarak geliştirilmiş olan, yaşam stiline dayalı Hedef Kitle Analizinde ‘taklitçiler’ ve/veya ‘takipçiler’ olarak anılan grubun asil üyeleri (bir de bunların yedekleri var)…
2. Omurilikten belli bir siyasi görüşün, bir takımın ya da bir akımın tasallutu altında düşünebilen, bu nedenle özgün ve bağımsız fikir geliştiremeyen; özeleştiri yapmayı ve hatayı kabullenmeyi bireysel zaaf olarak yaşayan, bu nedenle kendilerini hiçbir zaman geliştiremeyen kişiliklerden oluşan grup...
3. Rahmetli Ömer Lütfü Mete’nin değişiyle “zihni vaftizlenmiş”, kendini Alman’dan çok Alman, İngiliz’den çok İngiliz, ABD’liden çok ABD’li gibi gören, Batı’nın Türkiye’ye ve Türklere karşı geliştirdiği ‘oryantalist’ bakışı kendisine yakıştırmış, Türkiye’nin çıkarlarına ters her türlü Batılı tezi savunabilen, bu nedenle de istemeyerek ya da bilerek onların çıkarlarını da gözeten ruhen ve zihnen ‘ecnebilezmiş’ gayri millî aydın türü…
YBK üyelerine arada bir bakın. Bu gruplardan en az birine mensup olduklarını göreceksiniz…
Bunların yanılmaları bitmiyor işin tuhaf tarafı…
Dolar tahminleri, cari açık tahminleri, büyüme tahminleri, faiz tahminleri, IMF ile ilgili beklentileri, Türkiye’nin Güney sınırımızın ötesindeki operasyonlarda başarısız olacağına ilişkin tahminleri, ABD yaptırımları konusundaki tahminleri, Rusya’nın tutumuna ilişin tahminleri, İhracat tahminleri, hangi takımın şampiyon olacağına ilişkin tahminleri (geçen yıl Başakşehir şampiyon olacak demişlerdi mesela),
Bunların bir de yapısal özellikleri var. O da Türkiye’yle ilgili her olumsuz gelişmeye, kendilerine hedef olarak koydukları “AK Parti ve Erdoğan gitsin de ne bahasına olursa olsun gitsin” düşüncesiyle alkış tutmaları... Alkış tutmasalar dahi en azından bıyık altından gülümsemeleri ya da timsah gibi avını yerken zevkten döktüğü gözyaşlarını tutamamaları...
Batılı kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye’nin ya da Türkiye’deki bankaların notunu mu düşürdü; OECD Türkiye’yle ilgili büyüme tahminlerini aşağıya doğru revize mi etti; FED veya Avrupa Merkez Bankası resesyon çığırtkanlığı mı yaptı; Batılı dergiler abuk subuk ifadelerle Erdoğan’ı kapaklarına taşıyıp Türkiye’de mal ve can güvenliğinin olmadığını mı savunuyorlar (aynı koroya Kılıçdaroğlu da katılıyor)? Bizim YBK üyeleri hemen sosyal medyaya ya da WhatsApp gruplarına bu haberleri yağdırıyorlar...
Peki ya tersi söz konusu olduğunda? OECD büyüme tahminini yukarı doğru revize ettiğinde, dolar stabilize olduğunda, Borsa rekor kırdığında, kredi derecelendirme kuruluşları notları yukarı doğru artırdığında? YBK üyelerinden çıt çıkmıyor...
Türkiye’de siyaseti, sporu ve sanatı okumak için bence şu YBK meselesini okumak yeterli olabilir...