Yeni Meclis’in açılışı aynı da...
02 ekim 2018 - yeni şafak
Türkiye Büyük Millet Meclisi demokrasimizin kalesi olarak yeni dönemde görevine başladı… Pek çok açıdan bu başlangıç çok önemli… Nasıl pek çoğumuz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin nasıl bir şey olduğunu ancak sistem devreye girince anlamaya başladı ve ortaya atılan pek çok yalan dolan iflas ettiyse, benzer bir sonucu Meclis ile ilgili de bekliyorum. En azından bu nedenle Meclis’in yeni sistem içindeki işlevini yakından izlemek gerekiyor. Medyadan gördüğümüz ve bizim aldığımız notlar ilk gün için şöyle:
• Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM Genel Kurulu’na girerken CHP’li vekiller ayağa kalkmadı. Bu saygısızlıkta bir yenilik yok. Yenilik şunda: Bunun üzerine TBMM Başkanı Yıldırım, İstiklal Marşı’nı programda öne alarak salonda bulunanları İstiklal Marşı’na davet etti. Böylelikle salonda oturan kimse kalmadı.
• Meclis’in yeni oturma sisteminde Bakanlar balkonda oturuyorlar. Yeni oturma düzeninde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e Yüksek Yargı mensuplarının bulunduğu alanda yer ayrılmış. Ancak Meral Akşener gelmeyince yeri boş kaldı.
• TBMM Başkanı Binali Yıldırım açılış konuşmasında “Yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi. AK Partililer alkışladı. Muhalefet, Bahçeli ve MHP dahil olmak üzere bu alkışa katılmadılar.
• Açılışı yapan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, mikrofonun sesinin birkaç saniye geç açılması üzerine “Kimse TBMM’nin sesini kısamaz” diye espri yaparak konuşmasına başladı. Bu da Sayın Meclis Başkanı’nın gergin olmayan bir yönetim biçimi sergileyeceğinin ifadesiydi.
Meclisin sistem dışı ve fonksiyonsuz bırakıldığı iddiasını, seçimler öncesi temcit pilavı gibi tekrarlayan muhalefetin ne kadar haklı olduğunu hep birlikte göreceğiz…
Yeni yasama dönemi hayırlı olsun…
Zekî ve yetenekli bir kongreydi…
Cumartesi günü Ankara’da bir kongredeydik. Türkiye Zekâ Vakfı ve ODTÜ Eğitim Fakültesi’nin birlikte düzenledikleri 6. Zekâ ve Yetenek Kongresi’nde biz de konuşmacılardan biriydik… Zekâ ve yetenek konusunda pek de iddialı olmadığımız için biz yine bir miktar uzmanlığımız olan alanı seçtik. Konuşmamızın başlığı şu idi: “İlişki ve İletişimde Akıl ve Zekânın Rolü” …
Birbirleriyle çok sık karıştırılan, karıştırılınca da çok ciddi bireysel ve toplumsal sorunlar yaratan iki kavram setinin birbirleriyle olan etkileşimlerine ve sonuçlarına örnekler vererek değinmeye çalıştık…
İlişki ile iletişim zaten hep karıştırılır. Gündelik hayatta akıl ile zekâyı birbirinden ayırt edebilene de rastlamak zordur. Oysa ilişkide akıl, iletişimde zekâ, bazen de tam tersi çok etkili değişimlere yol açabilir.
Salonda Vakfın Başkanı Emrehan Halıcı Bey’in deyişiyle 81 ilden katılımcı vardı… Ücret ödeyerek gelmişler… Gencecik öğretmen arkadaşlar çoğunluktaydı. Konuşmacılar muhteşemdi… Hele de Millî Eğitim Bakanı’nın konuşması… Dakikalarca ayakta alkışlandı… O da yaratılmış olan yüksek beklentiden endişeli. 15 Ekim’e hazırlanıyor…
Tüm konuşmacılar etkiliydi… Ancak bir tanesini özellikle dinlemekle çok büyük zenginlik kazandığımı düşünüyorum.
Prof. Dr. Ozan Evrim Tunca, on yıl ABD'de yüksek lisans ve doktora yaptıktan sonra gelmiş ülkeye, Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde göreve başlamış. Yurda döndükten beş yıl sonra "60 Dakikada Klasik Müzik" adını verdiği bir kitap yazmış. Klasik müziği sadece "elit" zümreye ait bir kaynak değil tüm insanlarımızın yararlanabileceği bir hazine olarak ortaya koymaya, insanları bu müzikle tanıştırmaya çalışmayı hedeflemiş. Pek çok konferans vermiş.
Kendi de çok genç olan Tunca yaklaşık on yıldır müzik yetenek tespiti ile uğraşıyormuş. Bu konuda bir patenti varmış. Arkadaşlarıyla yeni ve kapsamlı bir test daha geliştiriyorlarmış. Bakanlığın kullanımına da sunacaklarmış bu testi. Amaç, çocukların yeteneklerini küçük yaştan keşfetmek. Meraklısı şu adrese bir bakabilir: http://mytwebapp.azurewebsites.net...
Hoca gençlerden oluşan bir de orkestra kurmuş… 500 çocuk varmış orkestrada: Göztepe İki Elin Sesi Var Çocuk Senfoni Orkestrası… Onu da YouTube’da izleyebilirsiniz…
ABD’de eğitim görüp kapağı oralara atmak için yırtınan bazı gönül fukarası vatandaşlarımız Tunca hocanın hikâyesine keşke bir göz atabilseler…
- Açılış öncesinde TV’lere verilen röportajlar içinde en ilginci tabii ki yine CHP Milletvekili Özgür Özel Beyinki idi. 24 Haziran’dan bu yana bir türlü masaya yatırılmamış olan seçim sonuçlarıyla ilgili Özgür Bey, mealen şu veciz siyasî iletişim yorumunu yaptı: “Göç haritasına, nerelerin göç verdiğine nerelerin göç aldığına bakın. Göreceksiniz ki, CHP’nin güçlü olduğu yerlere doğru ciddi bir göç akımı var”… Üstat demeye getiriyor ki, “AK Parti, CHP’nin kazanacağı yerleri zayıflatmak, oralarda kazanmak için göç olayını kullanıyor”… Bir arkadaşımız, “Hızlı trenleri de bunun için yaptılar herhalde” dedi…
• Cumhurbaşkanı Erdoğan TBMM Genel Kurulu’na girerken CHP’li vekiller ayağa kalkmadı. Bu saygısızlıkta bir yenilik yok. Yenilik şunda: Bunun üzerine TBMM Başkanı Yıldırım, İstiklal Marşı’nı programda öne alarak salonda bulunanları İstiklal Marşı’na davet etti. Böylelikle salonda oturan kimse kalmadı.
• Meclis’in yeni oturma sisteminde Bakanlar balkonda oturuyorlar. Yeni oturma düzeninde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e Yüksek Yargı mensuplarının bulunduğu alanda yer ayrılmış. Ancak Meral Akşener gelmeyince yeri boş kaldı.
• TBMM Başkanı Binali Yıldırım açılış konuşmasında “Yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır” dedi. AK Partililer alkışladı. Muhalefet, Bahçeli ve MHP dahil olmak üzere bu alkışa katılmadılar.
• Açılışı yapan TBMM Başkanı Binali Yıldırım, mikrofonun sesinin birkaç saniye geç açılması üzerine “Kimse TBMM’nin sesini kısamaz” diye espri yaparak konuşmasına başladı. Bu da Sayın Meclis Başkanı’nın gergin olmayan bir yönetim biçimi sergileyeceğinin ifadesiydi.
Meclisin sistem dışı ve fonksiyonsuz bırakıldığı iddiasını, seçimler öncesi temcit pilavı gibi tekrarlayan muhalefetin ne kadar haklı olduğunu hep birlikte göreceğiz…
Yeni yasama dönemi hayırlı olsun…
Zekî ve yetenekli bir kongreydi…
Cumartesi günü Ankara’da bir kongredeydik. Türkiye Zekâ Vakfı ve ODTÜ Eğitim Fakültesi’nin birlikte düzenledikleri 6. Zekâ ve Yetenek Kongresi’nde biz de konuşmacılardan biriydik… Zekâ ve yetenek konusunda pek de iddialı olmadığımız için biz yine bir miktar uzmanlığımız olan alanı seçtik. Konuşmamızın başlığı şu idi: “İlişki ve İletişimde Akıl ve Zekânın Rolü” …
Birbirleriyle çok sık karıştırılan, karıştırılınca da çok ciddi bireysel ve toplumsal sorunlar yaratan iki kavram setinin birbirleriyle olan etkileşimlerine ve sonuçlarına örnekler vererek değinmeye çalıştık…
İlişki ile iletişim zaten hep karıştırılır. Gündelik hayatta akıl ile zekâyı birbirinden ayırt edebilene de rastlamak zordur. Oysa ilişkide akıl, iletişimde zekâ, bazen de tam tersi çok etkili değişimlere yol açabilir.
Salonda Vakfın Başkanı Emrehan Halıcı Bey’in deyişiyle 81 ilden katılımcı vardı… Ücret ödeyerek gelmişler… Gencecik öğretmen arkadaşlar çoğunluktaydı. Konuşmacılar muhteşemdi… Hele de Millî Eğitim Bakanı’nın konuşması… Dakikalarca ayakta alkışlandı… O da yaratılmış olan yüksek beklentiden endişeli. 15 Ekim’e hazırlanıyor…
Tüm konuşmacılar etkiliydi… Ancak bir tanesini özellikle dinlemekle çok büyük zenginlik kazandığımı düşünüyorum.
Prof. Dr. Ozan Evrim Tunca, on yıl ABD'de yüksek lisans ve doktora yaptıktan sonra gelmiş ülkeye, Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nde göreve başlamış. Yurda döndükten beş yıl sonra "60 Dakikada Klasik Müzik" adını verdiği bir kitap yazmış. Klasik müziği sadece "elit" zümreye ait bir kaynak değil tüm insanlarımızın yararlanabileceği bir hazine olarak ortaya koymaya, insanları bu müzikle tanıştırmaya çalışmayı hedeflemiş. Pek çok konferans vermiş.
Kendi de çok genç olan Tunca yaklaşık on yıldır müzik yetenek tespiti ile uğraşıyormuş. Bu konuda bir patenti varmış. Arkadaşlarıyla yeni ve kapsamlı bir test daha geliştiriyorlarmış. Bakanlığın kullanımına da sunacaklarmış bu testi. Amaç, çocukların yeteneklerini küçük yaştan keşfetmek. Meraklısı şu adrese bir bakabilir: http://mytwebapp.azurewebsites.net...
Hoca gençlerden oluşan bir de orkestra kurmuş… 500 çocuk varmış orkestrada: Göztepe İki Elin Sesi Var Çocuk Senfoni Orkestrası… Onu da YouTube’da izleyebilirsiniz…
ABD’de eğitim görüp kapağı oralara atmak için yırtınan bazı gönül fukarası vatandaşlarımız Tunca hocanın hikâyesine keşke bir göz atabilseler…