Yeni 'role model': M. Ali Ağca!..
20 Ocak 2010 Akşam Gazetesi
Hani medya eleştiriyor ya, Kurtlar Vadisi'ni seyreden eline silah alıp şiddet olaylarına karışabilir... Kurtlar Vadisi'ni izlemeden ahkam kesen bir ton köşe yazarı var ya... Hani biz, 'Kardeşim Kurtlar Vadisi bir popüler kültür fenomenidir. Eğer iletişim konularına bir gıdım merakınız varsa, bu olayı çözümle- meniz gerekir' (Bkz. Ahmet Davutoğ- lu'nun 5 aşamalı yaklaşımı) dedikçe, birtakım zeka özürlüler beni bir numaralı Kurtlar avukatı ve yarı mafya babası gibi görüyorlar ya... İşte medyadan bütün bu arkadaşlarımız dün neredeydiler acaba?..
Söyleyelim... Pek çoğu haldır haldır M. Ali Ağca sayfaları yapıyorlardı... Kitleler halinde muhabirleri bu 'kötü adamın' peşine yolluyorlardı...
Bütün medyayı gözünüzün önüne getirin... Koyun yan yana TV'leri, gazeteleri... Hangi kilit mesaj çıkıyor ortaya...
Söyleyelim: Kahraman çıktı ortaya... Kurtarıcı geri döndü... Yani Mesih... Kendisi de öyle demişti zaten...
Bir araya gelip pas geçemediler bu bulanıklığı... Kirliliği... Karanlığı...
Gençlere ne mesaj verdiler: Al eline silahı; ünlü bir gazeteciyi öldür. Sonra git ünlü bir devlet ya da din adamını vur (Papa gibi ikisi bir arada olabilir)... Sonra deli taklidi yapıp (herkesi buna inandırıp) bir miktar yat... Ondan sonra gelsin şöhret, gelsin paralar, huriler, iktidar, güç...
Bunu böyle lanse et, her türden suikasta çanak tutuyormuş havası yarat; sonra da ilk bölümünden bu yana bu duruma, Ağca'lara savaş açan Kurtlar Vadisi'ne 'şiddete özendiriyor' diye tavır al... Kanın gövdeyi götürdüğü şiddetin şahikasının yaşandığı Hollywood filmlerini (Kill Bill, Reservoir Dogs vs.) yapanlara 'Şiddetin Şairleri' diye övgüler düz, sonra Kurtlar'ın yapımcılarına yarı mafya muamelesi çek...
Olacak iş mi? Çifte standartçıların, gençlere hangi 'Role model'i önereceklerini bilemeyen şaşkınların yatacak yerleri yok...
Akıl ve fikir bir araya gelince, korkmayın!
Pazar günkü yazımızda Boğaziçi Üniveristeli bir girişimci gruptan söz etmiştik... İki yılda alışveriş merkezlerinde 30'dan fazla 'çikolata şelalesi kiosklarından' oluşan bir 'ağa' sahip olmuşlardı... Platon'dan mülhem 'Korkanlar köle olur, korkmayanlar efendi' demiştik. Bugün de bir başka 'korkmama' öyküsünden söz edeceğiz.
Önce ekonomi sayfalarından bir haber: 'Konya'da güneş enerjisi sistemleri sektöründe faaliyet gösteren bir firma, ürettiği termal kolektörleri, küresel krize rağmen İngiltere, ABD, Almanya ve İspanya başta olmak üzere dünyanın 60 ülkesine ihraç ediyor.'
Sonra Kemal İbiş Bey'den gelen bir e-posta: 'Hocam Merhabalar, Yazılarınızı her 15 günde bir Marketing Türkiye'de okuyorum. (Akşam'dan haberleri yok anlaşılan...) Öğrencilik zamanlarımdan beri sizden çok şey öğrendiğimi söylemeliyim. (Seven Steps başta olmak üzere) Hocam şu anda yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösteren Solimpeks adlı bir firmadayım.www.solimpeks.com.tr
Ürettiğimiz ürünlerin kalitesine tüm dünya çapında erişebilen bir firma neredeyse yok. Toplamda 16 kalite sertifikamız var. Bunlara erişebilmek gerçekten çok zor. Dünyada eşine az rastlanır bir hibrit kolektörün üreticisiyiz (Türkiye'de yapabilen yok). Daha önceki yıllarda yine bir Konya markası olan Selva Makarnaları'na bir yazınızda yer verdiğinizi gördüm. Ve E-şerefsizlik yapmayan herkese (adını sanını yazan) cevap yazdığınızı da biliyorum. Sizin herhangi bir yazınızda bize kısaca değinmenizden gurur duyarız.'
Biz de fikir yelkenlerini akıllarının dümeninde yönetmeyi başarıp gemilerini uçuran 'cesur' girişimci gençleri yürekten kutluyoruz...
Hani medya eleştiriyor ya, Kurtlar Vadisi'ni seyreden eline silah alıp şiddet olaylarına karışabilir... Kurtlar Vadisi'ni izlemeden ahkam kesen bir ton köşe yazarı var ya... Hani biz, 'Kardeşim Kurtlar Vadisi bir popüler kültür fenomenidir. Eğer iletişim konularına bir gıdım merakınız varsa, bu olayı çözümle- meniz gerekir' (Bkz. Ahmet Davutoğ- lu'nun 5 aşamalı yaklaşımı) dedikçe, birtakım zeka özürlüler beni bir numaralı Kurtlar avukatı ve yarı mafya babası gibi görüyorlar ya... İşte medyadan bütün bu arkadaşlarımız dün neredeydiler acaba?..
Söyleyelim... Pek çoğu haldır haldır M. Ali Ağca sayfaları yapıyorlardı... Kitleler halinde muhabirleri bu 'kötü adamın' peşine yolluyorlardı...
Bütün medyayı gözünüzün önüne getirin... Koyun yan yana TV'leri, gazeteleri... Hangi kilit mesaj çıkıyor ortaya...
Söyleyelim: Kahraman çıktı ortaya... Kurtarıcı geri döndü... Yani Mesih... Kendisi de öyle demişti zaten...
Bir araya gelip pas geçemediler bu bulanıklığı... Kirliliği... Karanlığı...
Gençlere ne mesaj verdiler: Al eline silahı; ünlü bir gazeteciyi öldür. Sonra git ünlü bir devlet ya da din adamını vur (Papa gibi ikisi bir arada olabilir)... Sonra deli taklidi yapıp (herkesi buna inandırıp) bir miktar yat... Ondan sonra gelsin şöhret, gelsin paralar, huriler, iktidar, güç...
Bunu böyle lanse et, her türden suikasta çanak tutuyormuş havası yarat; sonra da ilk bölümünden bu yana bu duruma, Ağca'lara savaş açan Kurtlar Vadisi'ne 'şiddete özendiriyor' diye tavır al... Kanın gövdeyi götürdüğü şiddetin şahikasının yaşandığı Hollywood filmlerini (Kill Bill, Reservoir Dogs vs.) yapanlara 'Şiddetin Şairleri' diye övgüler düz, sonra Kurtlar'ın yapımcılarına yarı mafya muamelesi çek...
Olacak iş mi? Çifte standartçıların, gençlere hangi 'Role model'i önereceklerini bilemeyen şaşkınların yatacak yerleri yok...
Akıl ve fikir bir araya gelince, korkmayın!
Pazar günkü yazımızda Boğaziçi Üniveristeli bir girişimci gruptan söz etmiştik... İki yılda alışveriş merkezlerinde 30'dan fazla 'çikolata şelalesi kiosklarından' oluşan bir 'ağa' sahip olmuşlardı... Platon'dan mülhem 'Korkanlar köle olur, korkmayanlar efendi' demiştik. Bugün de bir başka 'korkmama' öyküsünden söz edeceğiz.
Önce ekonomi sayfalarından bir haber: 'Konya'da güneş enerjisi sistemleri sektöründe faaliyet gösteren bir firma, ürettiği termal kolektörleri, küresel krize rağmen İngiltere, ABD, Almanya ve İspanya başta olmak üzere dünyanın 60 ülkesine ihraç ediyor.'
Sonra Kemal İbiş Bey'den gelen bir e-posta: 'Hocam Merhabalar, Yazılarınızı her 15 günde bir Marketing Türkiye'de okuyorum. (Akşam'dan haberleri yok anlaşılan...) Öğrencilik zamanlarımdan beri sizden çok şey öğrendiğimi söylemeliyim. (Seven Steps başta olmak üzere) Hocam şu anda yenilenebilir enerji sektöründe faaliyet gösteren Solimpeks adlı bir firmadayım.www.solimpeks.com.tr
Ürettiğimiz ürünlerin kalitesine tüm dünya çapında erişebilen bir firma neredeyse yok. Toplamda 16 kalite sertifikamız var. Bunlara erişebilmek gerçekten çok zor. Dünyada eşine az rastlanır bir hibrit kolektörün üreticisiyiz (Türkiye'de yapabilen yok). Daha önceki yıllarda yine bir Konya markası olan Selva Makarnaları'na bir yazınızda yer verdiğinizi gördüm. Ve E-şerefsizlik yapmayan herkese (adını sanını yazan) cevap yazdığınızı da biliyorum. Sizin herhangi bir yazınızda bize kısaca değinmenizden gurur duyarız.'
Biz de fikir yelkenlerini akıllarının dümeninde yönetmeyi başarıp gemilerini uçuran 'cesur' girişimci gençleri yürekten kutluyoruz...