Zeynep Hanım'ın abartıya ihtiyacı yok
14 Ağustos 2009 Akşam Gazetesi
İşini seven, kendine ve işine saygı duyan, başarılı insanlar herkeste hayranlık duygusu uyandırır. Bu bağlamda, benim de Zeynep Fadıllıoğlu hanımefendiye hayranlık duymamam mümkün değildir.
Restoran ve cemiyet hayatı içinde eşine verdiği destek her türlü takdirin üzerindedir. Web sitesinden 1995 yılından itibaren kendi tasarım ofisini kurmuş olduğu anlaşılıyor. Özgeçmişine bakılacak olursa da bilgisayar programcılığı ve sistem analistliği ile iç tasarım konusunda İngiltere'de eğitim almış. Türkiye'de ve yurtdışında iç tasarımla ilgili pek çok işe de imza atmış. Takdir ediyor ve alkışlıyoruz.
Bizim itirazımız Zeynep Hanım'ın hiç ihtiyacı olmamasına rağmen yaptığı işlerin iletişimi ile ilgili yürütülen çalışmalara... Zeynep Hanım'ın iç tasarımını yaptığı işlerin mimarıymış gibi ne kendisini göstermeye ihtiyacı var, ne de gösterilmeye. Şakirin Camii konusundaki itirazımız da bundandı. Sabah gazetesindeki alt başlığa da itirazımız bundan.
Medya değerlendirmesi konusuna biraz eğilmiş olanlar bilir ki bir haberde önem sırası şöyle gider: 1. Başlık 2. Alt başlık 3. Resim 4. Logo 5. Spot 6. Resim altı 7. Hangi paragrafta bulunduğu 8. Alıntı... Ve bütün bunların üzerinde kilit mesajların nasıl verildiği...
Zeynep Hanım'la ilgili Sabah gazetesinde yer alan haberin büyük puntolarla yazılı alt başlığını bir kez daha alıntılayalım:
'Mimar Zeynep Fadıllıoğlu Karacaahmet Mezarlığı'nın girişine yaptığı Şakirin Camii ile Katar ve S. Arabistan'ın dikkatini çekti.'
Şimdi de Sabah'taki haberi yazan Pınar Çelik Hanım'ın bize gönderdiği e-postaya bakalım:
'Yazınızı okuduğumda 'yine haberin tamamını okumayan biri' dedim kendi kendime. Haberde Zeynep Fadıllıoğlu'nun düzeltmesi gereken bir bilgi hatası yok. Haberin içerisinde Şakirin Camii'nin mimarının Hüsrev Tayla olduğu bilgisine zaten yer verdim. Kaldı ki haber Katar'da yapılacak iki caminin de iç ve dış giydirmesini Zeynep Fadıllıoğlu'nun yapacağıyla ilgili.
Şakirin Camii'ndeki durumsa benzer. Zaten örnek alınan caminin iç tasarımı. Konu iç tasarım olunca 'Zeynep Fadıllıoğlu'nun yaptığı' cümlesi yanlış bir anlatım olmuyor.
Konuyu kendi tarafımdan bir de ben açıklamak istedim. İlginize teşekkürler. İyi çalışmalar.'
Pınar Hanım'a teşekkürler. Ancak tavsiyemiz o alt başlığı bir kez daha dikkatle okuması. Hiçbir okur yazının tamamını dikkatle okumak zorunda değildir. Başlığa, alt başlığa bakıp geçebilir. Pınar Hanım'ın haberinin yan yana iki tane alt başlığı var. İkisinden çıkan üç algılamanın üçü de yanlıştır: 1. Zeynep Hanım mimardır (doğru değil). 2. Şakirin Camii'ni Zeynep Hanım yapmıştır (doğru değil). 3. Katar'daki camileri de Zeynep Hanım yapacaktır (doğru değil).
Pınar Hanım'ın iyi niyetinden en ufak bir şüphemiz yok, Zeynep Hanım'ın da öyle. Haberin kendisi bir başarı öyküsüdür. Bu işlerde Zeynep Hanım'ın iç tasarımı iddialı ve başarılı bir şekilde kotarmış olması yeterli derecede ilginç bir haber özelliği taşımaktadır. Abartmak gereksizdir. Zeynep Hanım'a zarar verir. Bu yüzden yazının içinde farklı bir 'ses' (tone of voice-ifade, bilgi) olsa dahi sırf o alt başlık yüzünden Zeynep Hanım'ın konuya açıklık getirmesi şarttır.
İşini seven, kendine ve işine saygı duyan, başarılı insanlar herkeste hayranlık duygusu uyandırır. Bu bağlamda, benim de Zeynep Fadıllıoğlu hanımefendiye hayranlık duymamam mümkün değildir.
Restoran ve cemiyet hayatı içinde eşine verdiği destek her türlü takdirin üzerindedir. Web sitesinden 1995 yılından itibaren kendi tasarım ofisini kurmuş olduğu anlaşılıyor. Özgeçmişine bakılacak olursa da bilgisayar programcılığı ve sistem analistliği ile iç tasarım konusunda İngiltere'de eğitim almış. Türkiye'de ve yurtdışında iç tasarımla ilgili pek çok işe de imza atmış. Takdir ediyor ve alkışlıyoruz.
Bizim itirazımız Zeynep Hanım'ın hiç ihtiyacı olmamasına rağmen yaptığı işlerin iletişimi ile ilgili yürütülen çalışmalara... Zeynep Hanım'ın iç tasarımını yaptığı işlerin mimarıymış gibi ne kendisini göstermeye ihtiyacı var, ne de gösterilmeye. Şakirin Camii konusundaki itirazımız da bundandı. Sabah gazetesindeki alt başlığa da itirazımız bundan.
Medya değerlendirmesi konusuna biraz eğilmiş olanlar bilir ki bir haberde önem sırası şöyle gider: 1. Başlık 2. Alt başlık 3. Resim 4. Logo 5. Spot 6. Resim altı 7. Hangi paragrafta bulunduğu 8. Alıntı... Ve bütün bunların üzerinde kilit mesajların nasıl verildiği...
Zeynep Hanım'la ilgili Sabah gazetesinde yer alan haberin büyük puntolarla yazılı alt başlığını bir kez daha alıntılayalım:
'Mimar Zeynep Fadıllıoğlu Karacaahmet Mezarlığı'nın girişine yaptığı Şakirin Camii ile Katar ve S. Arabistan'ın dikkatini çekti.'
Şimdi de Sabah'taki haberi yazan Pınar Çelik Hanım'ın bize gönderdiği e-postaya bakalım:
'Yazınızı okuduğumda 'yine haberin tamamını okumayan biri' dedim kendi kendime. Haberde Zeynep Fadıllıoğlu'nun düzeltmesi gereken bir bilgi hatası yok. Haberin içerisinde Şakirin Camii'nin mimarının Hüsrev Tayla olduğu bilgisine zaten yer verdim. Kaldı ki haber Katar'da yapılacak iki caminin de iç ve dış giydirmesini Zeynep Fadıllıoğlu'nun yapacağıyla ilgili.
Şakirin Camii'ndeki durumsa benzer. Zaten örnek alınan caminin iç tasarımı. Konu iç tasarım olunca 'Zeynep Fadıllıoğlu'nun yaptığı' cümlesi yanlış bir anlatım olmuyor.
Konuyu kendi tarafımdan bir de ben açıklamak istedim. İlginize teşekkürler. İyi çalışmalar.'
Pınar Hanım'a teşekkürler. Ancak tavsiyemiz o alt başlığı bir kez daha dikkatle okuması. Hiçbir okur yazının tamamını dikkatle okumak zorunda değildir. Başlığa, alt başlığa bakıp geçebilir. Pınar Hanım'ın haberinin yan yana iki tane alt başlığı var. İkisinden çıkan üç algılamanın üçü de yanlıştır: 1. Zeynep Hanım mimardır (doğru değil). 2. Şakirin Camii'ni Zeynep Hanım yapmıştır (doğru değil). 3. Katar'daki camileri de Zeynep Hanım yapacaktır (doğru değil).
Pınar Hanım'ın iyi niyetinden en ufak bir şüphemiz yok, Zeynep Hanım'ın da öyle. Haberin kendisi bir başarı öyküsüdür. Bu işlerde Zeynep Hanım'ın iç tasarımı iddialı ve başarılı bir şekilde kotarmış olması yeterli derecede ilginç bir haber özelliği taşımaktadır. Abartmak gereksizdir. Zeynep Hanım'a zarar verir. Bu yüzden yazının içinde farklı bir 'ses' (tone of voice-ifade, bilgi) olsa dahi sırf o alt başlık yüzünden Zeynep Hanım'ın konuya açıklık getirmesi şarttır.